Yatırım ile AB Oturumu: Portekiz, Malta, Yunanistan 

Table of Contents

Günümüzde yüksek net değerli bireyler (HNWIs) ve aileler için yatırım ile AB oturumu ve vatandaşlık programları, yalnızca ikinci bir pasaport edinme fırsatı değil; aynı zamanda güvenlik, finansal çeşitlilik ve küresel hareket özgürlüğü anlamına geliyor. Avrupa Birliği ülkeleri arasında özellikle Portekiz, Yunanistan ve Malta, yatırımcı dostu düzenlemeleri, güçlü yaşam standartları ve Schengen bölgesinde serbest dolaşım imkânı sayesinde öne çıkıyor.

Buna ek olarak, Karayipler ülkeleri hızlı başvuru süreçleri ve daha düşük yatırım eşikleri ile cazip bir alternatif oluşturuyor. Karayip vatandaşlığı, yatırım ile AB oturumu programlarına kıyasla farklı avantajlar sunsa da; global seyahat özgürlüğü, vergi kolaylıkları ve aile üyelerinin kapsama dahil edilmesi açısından oldukça tercih ediliyor.

Dolayısıyla ister Avrupa’da uzun vadeli ikamet ve AB entegrasyonu hedefleyin, ister Karayipler’in pratik vatandaşlık çözümlerini, yatırım programları küresel ölçekte stratejik fırsatlar yaratıyor.

Boğaz’ın Ötesine Bir Yolculuk: Yatırım Yoluyla Küresel Fırsatlar
 

İstanbul Boğazı yüzyıllardır iki kıtayı, iki kültürü ve iki dünyayı birbirine bağladı. Bugün ise Türk yatırımcılar için Boğaz’ın ötesine uzanan yeni bir yolculuk söz konusu: Avrupa Birliği’nde yatırım yoluyla oturum izni ve küresel vatandaşlık programları.

Bu programlar yalnızca alternatif bir yaşam planı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda aileler için güvenlik, çocuklar için eğitim, iş insanları için küresel ticarette serbest dolaşım anlamına geliyor. Özellikle Portekiz, Yunanistan ve Malta, güçlü ekonomileri, yatırımcı dostu düzenlemeleri ve Schengen bölgesinde vizesiz hareket özgürlüğü sayesinde öne çıkıyor.

Yatırım yoluyla ikinci bir oturum veya vatandaşlık elde etmek, artık yalnızca bir prestij unsuru değil; aynı zamanda finansal çeşitlendirme ve gelecek planlaması açısından stratejik bir tercih. Bu yolculukta doğru ülkeyi seçmek, uzun vadede hem kişisel yaşam kalitesini hem de yatırım portföyünüzü şekillendiren en önemli adım oluyor.

Stratejik Yatırımlar: Portekiz, Yunanistan, Malta’da Küresel Kimlik 

AB ülkeleri arasında Portekiz, Yunanistan ve Malta, yatırımcı dostu politikaları, güçlü ekonomileri ve Schengen erişimi sayesinde öne çıkıyor. Her biri farklı avantajlara sahip bu programlar, yatırımcıların uzun vadeli hedeflerine göre şekillenebiliyor: kimileri için vatandaşlığa giden yol, kimileri için ise ailece güvenli bir “ikinci ev” imkânı.

Portekiz Altın Vize: AB’ye Giden Fon Yatırımı Yolu 

Gayrimenkul Kısıtlamaları Sonrası Fon Yatırımları 

Portekiz, 2012’den bu yana Avrupa’nın en çok tercih edilen yatırım yoluyla oturum izni programlarından birine ev sahipliği yapıyor. Ancak 2022 yılında alınan karar ile gayrimenkul yatırımı Golden Vize kapsamından çıkarıldı. Bu düzenleme sonrası program, özellikle yatırım fonları üzerinden ilerlemeye başladı.

Bugün yatırımcılar, minimum 500.000 € tutarında bir yatırım fonuna katılarak Golden Vize başvurusu yapabiliyor. Bu fonlar genellikle Portekiz merkezli start-up şirketlere, yenilenebilir enerji projelerine, turizm yatırımlarına veya teknoloji girişimlerine yönlendiriliyor. Böylece yatırımcılar yalnızca oturum izni almakla kalmıyor; aynı zamanda ülkenin büyüyen ekonomisine katkı sağlayan projelere ortak oluyor

5 Yıl Sonra Vatandaşlık ve Schengen Serbestisi

Portekiz Golden Vize’nin en önemli avantajı, yalnızca 5 yıl içinde vatandaşlığa başvuru hakkı tanıması. Bu süre boyunca yatırımcıların ülkede yılda sadece 7 gün bulunma zorunluluğu bulunuyor. Yani iş hayatı Türkiye’de veya başka bir ülkede devam ederken, Portekiz’de vatandaşlığa giden süreci başlatmak mümkün.

Golden Vize sahibi yatırımcılar ve aileleri, anında Schengen bölgesinde vizesiz seyahat özgürlüğü elde ediyor. Uzun vadede ise Portekiz pasaportu ile 185’ten fazla ülkeye vizesiz giriş yapılabiliyor. Bu da hem iş dünyası için küresel bağlantılar hem de aile bireyleri için sınırsız seyahat kolaylığı sağlıyor.

Yunanistan Altın Vize: Yükselen Emlak Piyasasında Fırsatlar

Yatırım Eşiklerinin Bölgelere Göre Farklılıkları 

Yunanistan, yatırım yoluyla oturum izni sunan en uygun eşikli AB ülkelerinden biri olarak dikkat çekiyor. Program, 250.000 €’dan başlayan gayrimenkul yatırımlarıyla oturum hakkı veriyor. Ancak son düzenlemelerle birlikte özellikle Atina, Selanik, Mikonos ve Santorini gibi yüksek talep gören bölgelerde eşik 800.000 € seviyesine çıkarıldı.

Bu farklılık, yatırımcıların stratejilerini belirlemesinde kritik rol oynuyor. Daha düşük bütçeyle yatırım yapmak isteyenler, Atina dışındaki bölgelerde uygun fiyatlı emlak seçenekleriyle oturum alabiliyor. Yunanistan’ın gelişen emlak piyasası, hem oturum izni sağlamak hem de orta vadede değer artışı elde etmek isteyen yatırımcılar için cazip bir fırsat yaratıyor

Türk Yatırımcılar için Yakınlık ve Kültürel Benzerliklerin Önemi

Yunanistan’ın Türk yatırımcılar için en büyük avantajlarından biri, coğrafi yakınlığı. İstanbul’dan Atina’ya yalnızca 1 saatlik uçuşla ulaşmak mümkün. Ayrıca Selanik ve Girit gibi bölgeler, Türkiye ile doğrudan bağlantıları sayesinde ailelerin kolayca seyahat edebileceği noktalar haline geliyor.

Bununla birlikte yaşam tarzındaki benzerlikler de önemli bir faktör. Akdeniz mutfağı, iklim ve misafirperver kültür, Türk yatırımcıların adaptasyon sürecini kolaylaştırıyor. Bu durum, özellikle aileleriyle birlikte taşınmayı düşünen yatırımcılar için Yunanistan’ı cazip hale getiriyor.

Programın Avantajları Kısaca:

  • Minimum 250.000 € yatırım ile AB’de oturum hakkı
  • Schengen bölgesinde serbest dolaşım
  • Aile bireylerinin (eş, çocuklar) dahil edilmesi
  • Oturum iznini korumak için fiziksel ikamet şartı bulunmaması
  • Emlak yatırımıyla uzun vadeli değer artışı imkânı

Malta Daimi Oturma Programı: Akdeniz’de Daimi Statü 

Düşük Fiziksel İkamet Şartı ve Schengen Erişimi

Malta, yatırım yoluyla daimi oturum sağlayan en pratik AB programlarından biri olarak öne çıkıyor. Başvuru sahiplerinin Malta’da sürekli yaşama zorunluluğu bulunmuyor; yalnızca birkaç kez ülkeye giriş yapmaları yeterli. Bu esneklik, özellikle yoğun iş temposuna sahip yatırımcılar için büyük kolaylık sağlıyor.

Program kapsamında oturum izni alan kişiler, Schengen bölgesinde vizesiz seyahat özgürlüğüne kavuşuyor. Bu da Malta’yı, Avrupa merkezli iş bağlantıları kurmak veya aile seyahatlerini kolaylaştırmak isteyen yatırımcılar için cazip hale getiriyor.

  • Ömür Boyu Daimi İkamet ve Aile Dahil Edilmesi (Lifetime Permanent Residency and Family Inclusion)

Malta Daimi Oturma Programı’nın en önemli avantajlarından biri, ömür boyu geçerlilik sağlaması. Yatırım yapıldıktan ve başvuru onaylandıktan sonra elde edilen oturum izni kalıcı hale geliyor.

Ayrıca program, yalnızca başvuru sahibini değil; eşi, 18 yaş altındaki çocukları, eğitimine devam eden yetişkin çocukları ve hatta anne-baba gibi bağımlı aile bireylerini kapsıyor. Bu geniş aile kapsamı, Türk yatırımcılar için uzun vadeli bir güvence oluşturuyor.

Programın Öne Çıkan Avantajları:

  • Ömür boyu daimi ikamet hakkı
  • Schengen bölgesine tam erişim
  • Minimum fiziksel ikamet şartı
  • Aile bireylerinin kapsama dahil edilmesi
  • Avrupa’da prestijli bir ikinci yaşam imkânı

Karşılaştırmalı Bir Analiz: Hangi Program Size Uygun?

Yatırım Hedefleri ve Uzun Vadeli Amaçlara Göre Değerlendirme 

Portekiz, fon yatırımıyla kısa sürede vatandaşlığa giden net bir yol arayanlar için ideal. Gayrimenkul seçeneğinin kaldırılması bazı yatırımcıları sınırlasa da, fon yatırımlarının çeşitliliği sayesinde güvenli ve AB entegrasyonuna yönelik bir strateji sunuyor.

  • Yunanistan, gayrimenkul üzerinden oturum almak isteyen yatırımcılar için cazip. Bölgesel yatırım eşiklerinin farklılığı, bütçeye göre seçenek sunarken, ülkeye olan yakınlık ve kültürel benzerlik Türk yatırımcıların kararını kolaylaştırıyor.
  • Malta, vatandaşlık yerine ömür boyu güvence sağlayan bir daimi oturum statüsü isteyenler için öne çıkıyor. Fiziksel ikamet şartının düşük olması, yoğun iş temposu olan girişimciler için pratik bir avantaj yaratıyor.

Vergi Planlaması ve Varlık Çeşitlendirme Stratejileri

Ülkelerin vergi sistemleri de yatırımcıların kararında kritik rol oynuyor.

  • Portekiz, Non-Habitual Resident (NHR) rejimi ile ilk 10 yıl boyunca önemli vergi avantajları sunuyor. Özellikle emekli gelirleri ve yurtdışından elde edilen pasif gelirler için cazip bir düzenleme.
  • Malta, çifte vergilendirmeyi önleyen anlaşmaları ve uluslararası iş dünyasıyla uyumlu vergi yapısıyla öne çıkıyor. Malta’da oturum sahibi olmak, global işlerini optimize etmek isteyen yatırımcılar için stratejik bir adım olabilir.
  • Yunanistan, düşük emlak vergileri ve kira getirisi potansiyeliyle öne çıkıyor. Bu durum, gayrimenkul yatırımlarını hem oturum aracı hem de gelir getiren bir portföy unsuru haline getiriyor.

Sonuç Olarak:

  • Vatandaşlık hedefi olan ve AB pasaportuna giden net bir yol isteyenler için Portekiz doğru adres.
  • Yakınlık, kültürel uyum ve emlak yatırımıyla somut bir varlık edinmek isteyenler için Yunanistan öne çıkıyor.
  • Aileyle birlikte uzun vadeli güvence, esnek ikamet şartı ve kalıcı bir statü arayanlar için Malta en uygun seçenek.

HLG Uzmanlığı ile Küresel Yatırım Yolculuğu

Adım Adım Başvuru Süreci ve Gizlilik

Yatırım yoluyla oturum veya vatandaşlık programları, yalnızca finansal bir karar değil; aynı zamanda hukuki ve stratejik bir süreçtir. Her ülkenin başvuru şartları, yatırım eşikleri ve aile kapsaması farklılık gösterir. Bu nedenle profesyonel bir danışmanlıkla ilerlemek, sürecin hızlı, hatasız ve güvenli şekilde tamamlanmasını sağlar.

Harvey Law Group (HLG), 30 yılı aşkın deneyimiyle yatırımcıların her adımda yanında yer alır. Dosyanın hazırlanmasından devlet makamlarına resmi başvuruların yapılmasına, oturum kartının teslimine kadar tüm süreç gizlilik ve güven esaslı yönetilir.

Deneyimli Avukatlarla Güvenilir Bir Gelecek

HLG’nin uluslararası hukuk uzmanları, her yatırımcıya özel çözümler sunar. Portekiz, Yunanistan, Malta ve Karayipler gibi farklı programlarda yüzlerce başarılı başvuru deneyimi, Türk yatırımcılara güvenli bir yol haritası oluşturur.

Doğru programı seçmek yalnızca bugünü değil, gelecek nesilleri de şekillendiren stratejik bir karardır. HLG’nin uzman kadrosu sayesinde bu yolculuğa emin adımlarla çıkabilir, aileleriniz için küresel hareket özgürlüğünü ve finansal güvenliği garanti altına alabilirsiniz.

Yazar hakkında

Jean-François Harvey

Jean-François Harvey

Founder & Managing Partner

Harvey Hukuk Grubu (HLG), 1992 yılında Avukat Jean-François Harvey tarafından Montréal, Québec’te kurulmuştur. Jean-François Harvey, Ottawa Üniversitesi’nden Hukuk Lisans Diploması almış ve 1992 yılında Québec Barosu’na atanmıştır.

Article Form Right Side

Daha Fazla Bilgi Talebi İçin.

Bize ulaşın

30 yılı aşkın göçmenlik deneyimine sahip Harvey Hukuk Grubu avukatlarının her biri, her müvekkilin ihtiyaçlarını, kaynaklarını dikkatle inceler ve müvekkilimizin vizyon ve değerlerine en uygun göçmenlik çözümünü belirler.

General Form Bottom